Annie Ernaux, Seneler

YAZAR: ANNIE ERNAUX

KİTAP ADI: SENELER

Siren İdemen çevirisiyle, Can Yayınevi, ilk baskı 2008, sayfa sayısı 232, okuma tarihi Ocak 2025


ANNIE ERNAUX : Edebiyatın özgür, cesur ,kişisel belleğini olduğu gibi aktaran, toplumsal yargıları umursamayan güçlü kalemi.

Annie Ernaux’u “Boş Dolaplar” kitabı ile tanıdım. Yazarı tanımak için, iyi bir başlangıç kitabı olduğunu düşünüyorum. 1974 yılında yayınlanan bu kitabında, çocukluğundan üniversite yıllarına kadar , ailevi sıkıntılar ve toplumsal zorluklar ile geçen hayatını konu ediniyor. Kitapta; üst sınıfa dahil olmak arzusuyla , çiftçilik yapan ailesinin köyden şehre taşınması, küçük tüccar olarak Cafe-bakkal işine girmeleri, kızlarını nispeten varlıklı çocukların eğitim gördüğü bir katolik okuluna göndermeleri , Ernaux’nun bu okulda kendisinin alt sınıftan olduğunu farketmesi , onun tabiriyle “bu küçük burjuvaların “onu aşağılamalarına maruz kalarak yaşamış olduğu travmalar ve olaylar anlatılır.

Gizli ve kötü şartlarda yaptırdığı kürtajın onda yarattığı düşkırıklığı ve öfke ile başlar kitabın ilk sayfaları ve devamında çocukluğuna döner. 1960’lı yıllar Fransa da ve pek çok ülke de kürtajın yasak olduğu, yapanın ve yaptıranın ölüm cezası ile yargılanıldığı yıllar. Yazar çocukluğundan itibaren yaşadığı duyguları, cinsel dürtü ve deneyimleri, kitap da bahsettiği gibi (ailesi anlamasın diye ingilice yazarak ) hep not etmiş ve sanki o notlarla kendine farklı bir yaşam alanı yaratmış. Eserlerine, bu notları son derece sansürsüz ,dürüstçe, yalın, edebi kaygı gözetmeden, sade bir dille aktardığı görülüyor. Belki de, bu ben merkezli yazım şekli, okur ile farklı bir bağ kurmasına , daha çok tanınmasına neden olmuştur.

2022 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandığında 82 yaşında olan Annie Ernaux için Nobel jürisi tarafından yapılan "kişisel hafızanın köklerini, mesafelerini ve kollektif kısıtlamalarını keşfetmedeki cesaretinden dolayı bu ödüle layık görüldüğüaçıklaması tam da onu özetler.

Kitaplarını okuduğum yazarların hayat hikayelerini de merak ettiğim için (bir fikir versin diye) Ernaux ‘un kitaplarında da sıkça bahsettiği ,hatta haklarında kitaplar yazdığı annesi, babası, iki oğlu ve boşandığı eşine ait fotoğrafları da bulup paylaşmak istedim:

Annie Ernaux’un oğlu David yönetmenliğinde , eski eşi tarafından kayda alınan ,1972/1981 dönemini içeren aile fotoğraf ve videolarının yer aldığı film yapılmış ve 2022 yılında Süper 8 yılları adıyla yayınlanmıştır. Ülkemizde de 42.İstanbul film festivalinde gösterimi yapılmıştır.

Ernaux'un eserlerinin, sınıf atlama, evlilik, kadın özgürlüğü, cinsellik, kürtaj, hastalık, yaşlılık, ölüm , zaman ve tüketim gibi konular etrafında şekillendiği görülür. Yazar bu konuları eserlerinde cesurca ve dürüstçe ele alıp, deneyimlerini anlatırken, aynı zamanda toplumsal normlara ve tabulara da eleştirel bir bakış açısı sunar.

SENELER

Zamanın izinde ilerlerken Ernaux, bizi eserinde yolculuğuna eşlikçi yapıyor.

"Seneler", Annie Ernaux'nun 1940 dan 2008’e kadar kendi öz yaşamını , dönemin kültürel ve siyasi olaylarıyla içiçe anlattığı güçlü ve dokunaklı bir otobiyografik eser. Ernaux ‘un bir röportajında kendi tanımıyla kitabı için, “oto-sosyo-biyografik” diye bahseder.

Seneler bir fotoğraf albümünü açıp, okura anlatır gibi başlar. Bebekliğinden, 2006 yılına kadar geçen zamanı kapsar bu albüm. Toplumsal olaylarla , kendi özyaşam öyküsünü çok güzel kurgular ve okuru kendi özgeçmişine ortak eder. Fransa’nın o dönem siyasi aktörlerini, müziklerini, dergilerini, Berlin duvarının yıkılışını, 11 Eylül olayları gibi siyasal olayları, kürtaj yasası,doğum kontrol haplarının serbest kalması, cinsel özgürlük, tüketim alışkanlıkları, küreselleşme gibi sosyal olayları, yabancı düşmanlığı, göç , sağın yükselişi gibi siyasal gelişmeleri, teknolojik gelişmeleri , değişen toplumu yazıya dökerek hatırlatır okura.

2 özne kullanır anlatılarında, bazen biz olur bazen o. Aşağıda ki alıntı gibi;

”Geçmiş günleri anlatma sırası şimdi ona gelmiş de anlatıyor gibi, bir tür gayrişahsi otobiyografi olarak gördüğü bu anlatıda, tek bir birinci tekil şahıs, “ben” olmayacak, sadece belirsiz özne ve biz”.(sf222)

Seneler kitabında akıcı bir kurgu yok , daha önce belirttiğim gibi fotografik bir sıralama var. Fransa özelinde bilmediğim isim ve olayların sıklıkla geçtiği bölümlerde sıkıldığımı söyleyebilirim. Ancak bu eseri ve yazarı sevmeme hiç engel olmadı, tam tersi hayran bıraktı.

Biraz da kitaptan alıntıları değerlendirelim:

Yazar Seneler kitabına “Bütün görüntüler yok olup gidecek” cümlesi ile başlıyor ve okuru fotoğraf albümüne döndürüp, 2.Dünya savaşı sürecindeki Fransa’nın Alman işgali dönemini, açlığı, sefaleti, bazen halkın cesaretini, gözümüzde canlandırmamızı sağlıyor.

“Hafıza da cinsel arzu gibi hiç durulmuyor. Ölmüşlerle hayattakileri, gerçek varlıklarla hayali olanları, rüya ile hikayeyi iç içe geçiriyor.sf.14) diyerek de aklından geçenlere yine kendi rahat üslubuyla izah ediyor. Savaş döneminin zorluklarını, küçük yaşta okuma yazma öğrenmesiyle, yaşadığı, tanık olduğu olayları yazarak, kendine rahatlayacağı ve nefes alacağı bir alan yaratıyor.

“Birgün kaldırılacağını, aklımızdan bile geçirmediğimiz yasakların en katısı olan doğum kontrol hapı, bir yasayla serbest bırakılmıştı. Biz ,doktordan istemeye çekiniyorduk, doktor da önermiyordu, özellikle de evli olmayanlara. İstemek de tavsiye etmek de ayıp geliyordu.Hapla birlikte hayatin tamamen altüst olacagini hissediyorduk, adeta ürkütüyordu bedenimizle o kadar özgür olmak. Erkekler kadar özgür.(sf86) 1960’lı yılların Fransa’sında doğum kontrol hapı hala yasaktı, 1965 de feminist hareketin yavaş yavaş bunu dillendirmesiyle, 1967 yılında yasal hale gelmiştir. Eserde de konu edildiği gibi üniversiteye başladığı yıllarda istenmeyen gebelik yaşayan Ernaux, Seneler kitabında da, diğer eserlerinde de kürtaj sorununu, kişisel ve toplumsal olarak açtığı yaraları, bütün ayrıntılarıyla yazmaktan çekinmemiştir.

"Umudu kapılmaktan korkuyorduk ama mest olmuştuk, kış mevsiminde Mayıs '68, bizim için gençlik ağrısı gibiydi. Ama onlar bize oturun oturduğunuz yerde diyorlardı, pankartlara '68 moruk 86 doruk' yazıyorlardı."

"Kızmıyorduk onlara. Naziktiler, kaldırım taşları fırlatmıyor, televizyonlarda akıllı uslu anlatıyorlardı dertlerini, yürüyüşlerde "Petit navire" ve "Pirouette cacahouète" gibi çocuk şarkılarına uyarladıkları sözleri söyleyerek gönlümüzü kazanıyorlardı." (sf. 152)

Artık 68 kuşağı yerini 98 kuşağına bırakmış, nasıl ki kendi kuşağının sorunlarını olduğu gibi aktarmışsa, yeni kuşağın görünüşünü de aynı şekilde toplumsal belleği canlı tutmak arzusuyla geçmiş zamandan çekip almış.

”Demek ki yazılacak kitap, bir mücadele aracı rolü üstlenecekti. Bu gayeden hiç vazgeçmedi ama şimdi her şeyden çok istediği, artık bir daha göremeyeceğimiz yüzlere vuran ışığı yakalamak, yok olmuş yiyeceklerle dolu sofralara vuran, çocukluğunun pazar anlatılarında orada olan, yaşanmış şeylerin üzerine her daim vurmaya devam eden o ışığı, kadim ışığı yakalamak. Kurtarmak “(sf221)

Kitabın sonlarına doğru yazarımızın hayatı, yaşanmış ve olmuş bitmiş olarak görmediğini anlıyoruz. Okuyucusuna da unutturmak istemediğini, kişisel hatıralarla bir toplumun değişim ve dönüşümünü gözler önüne serip bir bellek oluşmasına katkı vermek isteğini açıkça ifade ettiğini görüyoruz .

“Artık asla olmayacağımız zamandan bir şey kurtarmak “ (sf224)

Sonuç:

"Seneler", sadece kendi kurduğu dille ve kendine dönük bir özyaşam öyküsünden fazlası, aynı zamanda aile ve toplumsal yaşam tarihi. 2006 yılına kadar Fransa odağında ki olayların yazıldığı düşünülse de tüm dünyayı ilgilendiren benzer sorunların yaşandığı, dert edildiği bir dönemi kapsar. Toplumsal değişimlerin, bireylerin hayatlarını nasıl etkilediğini ve tarihin nasıl kişisel deneyimlerle iç içe geçtiğini, bizlerin nasıl tüketici rolüne sokulduğumuzu, herşeyi çok çabuk tüketerek unuttuğumuzu okuyucuya bazen şaşırarak, bazen utanarak, bazen gülümseterek, bazen de kızararak hatırlatıyor.

https://www.instagram.com/olcayla_okuyorum/profilecard/?igsh=eXlmYTU0Nnl6YWph

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Necib Mahfuz, Cebelavi sokağı’nın Çocukları

Julian Barnes , Bir Son Duygusu, ( (The Sense of an Ending)